Published on Aralık 11th, 2024
0Bolşevik Partizan: Suriye’de halklar lehine tek çözüm işçilerin-köylülerin demokratik iktidarıdır!
Sömürgeci Türk devletinin Suriye’nin “toprak bütünlüğünü” savunduğu açıklamalarının temelinde de Rojava’nın ortadan kaldırıldığı ya da “özerklik” durumunun ortadan kaldırıldığı bir Suriye’nin yaratılması isteği yatmaktadır.
Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) ve diğer İslami grupların 27 Kasım 2024’te Esad güçlerine karşı başlattığı harekât, 8 Aralık 2024’te Esad rejiminin devrilmesine yol açtı.
Suriye’de, Esad rejimi halkların celladı olan faşist bir rejimin başıydı. Onu kimi devrimciler anti-emperyalist bir savaşçı olarak ilan etti! O, gerçekte anti-emperyalist değildi. Onun kurduğu rejim emperyalist dünyanın ayrılmaz bir parçası idi. Emperyalizmle faşist Esad/Baas rejiminin ilişkisi, emperyalist efendilerle ilişkisinde, onlardan kendisi için daha fazla pay isteyen, bu payı çoğaltmak için emperyalistler arası çelişmelerden de yararlanan bir işbirlikçinin ilişkisi idi. Bölgede gücünü artırmak amacıyla Esad Rejimi, Rusya, Çin ve İran’ı arkasına alarak kendi varlığını korumak ve sürdürmek için savaş yürütüyordu.
Esad rejiminin devrilmesi sonucu sevinenler, zaferlerini kutlayanlar var! Esad’ın devrilmesinde halklar açısından sevinilecek hiçbir şey yoktur. Bu faşist despotu Suriye’de devirenler, güya Suriye’yi özgürleştirdikleri masallarını anlatıyorlar! Esad sonrası çeşitli ulus ve milliyetlerden, çeşitli inanç gruplarından Suriye işçilerini ve emekçilerini bekleyen, dinci faşist bir merkezi yönetim altında, varlıkları sürekli tehdit altında olan bölgesel özerk alanlar ve iç savaş benzeri durumlardır. Bu İslami örgütler, gerçekte işçilerin-emekçilerin demokrasisinin, halk demokrasisinin, gerçek demokrasinin düşmanı, bütün dünya halklarının baş belasıdırlar. İktidarı ele geçirenlerin faşist Esad rejimi yerine Suriye’ye getirecekleri İslam soslu gerici, faşist bir rejim olacaktır. Suriye’de halkların faşist, dinci bir yönetime değil, bir arada kardeşçe yaşayacakları halk iktidarına ihtiyacı vardır.
Suriye’de demokrasi, özgürlük, emperyalistlerin ve faşist bölge ülkelerinin eliyle değil, onlara karşı da devrim mücadelesiyle, devrimle kazanılacaktır. Faşist Esad rejiminin alternatifi, faşist dinci bir İslami devlet değil, emperyalizmin egemenliğine son verilen, halkların egemen olduğu bir düzendir. Uğrunda savaşılması gereken düzen budur.
Faşist Türk devletinin ve Batılı emperyalist güçlerin “demokrasi”, “özgürlük” şiarları, Suriye halkının diktatörlüğe karşı mücadelesinin yanında oldukları açıklamaları, sahtedir, yalandır! Suriye’de gerici-faşist Baas rejimini yıkan ve iktidarı ele geçiren sahadaki cihatçı güçleri destekleyen Batılı emperyalist güçler ve faşist T.C.
devleti halkların dostu değildir. Onlar, Suriye pastasından kendileri için pay kapmak için dalaşıyorlar. Onlar, demokrasi, insan hakları, ekonomik yardım götürme adına bağımlı ülkeleri talan etmekte, emperyalizmin çıkarları ile uyuşmayan yönetimleri devirmekte, yerlerine kendi çıkarlarına uygun yeni faşist diktatörlükler kurmaktadırlar.
Suriye’de olan da budur.
Faşist Türk devleti Suriye’de rejimin cihatçı faşist örgütler tarafından yıkılmasından dolayı memnundur. Onlar Suriye’de destekledikleri güçler üzerinden yeni oluşuma etkide bulunmak, en önemlisi de Rojava’daki yapılanmayı ortadan kaldırma konusunda dünden daha avantajlı bir konumdadırlar. Sömürgeci Türk devletinin Suriye’nin “toprak bütünlüğünü”
savunduğu açıklamalarının temelinde de Rojava’nın ortadan kaldırıldığı ya da “özerklik” durumunun ortadan kaldırıldığı bir Suriye’nin yaratılması isteği yatmaktadır.
Biz Bolşevikler bir kez daha belirtiyoruz ki;
Suriye’nin çeşitli milliyetlerden halkları için gerçek çözüm, ancak bütün ulusların ayrılma hakkına sahip olduğu, tüm milliyetlerin tam eşit bir şekilde yan yana yaşadığı, demokratik federatif bir Suriye’dir.
Böyle bir Suriye’ye ancak işçilerin-köylülerin demokratik iktidarında varılabilir. İşçilerin-köylülerin demokratik iktidarına, anti-emperyalist demokratik bir devrimle varılacaktır.
Bolşevik Partizan
8 Aralık 2024