Published on Aralık 7th, 2024
0Gül Güzel’den yeni kitaplar: Zindanları Delen Özgür İmgeler – Stimmen aus den Gefängnisse
Zindanlara ve zindanlardan mektupların kitapları
Yazar olarak bazen çok özel durum ve günler yaşarız; aynı benim bu an yaşadığım duygu seli gibi. 21 yıllık, ikinci on yıllık mektup yazışmalarımızdan oluşan Almanca ve Türkçe dillerinde yayınladığım, ‘’ZİNDANLARI DELEN ÖZGÜR İMGELER ve STİMMEN AUS DEN GEFÄNGNİSSEN’’ adlı kitaplarımı elime aldım. Emek benim olsa da, kimlik ve onurlu özgürlük mücadelelerinden dolayı tutsak edilenlerle ortak ürünümüz.
Bu kitaplar, yaşamlarını tüm halkların kendi kaderini tayin etme hakkı mücadelesine adamış özgürlük devrimcisi kadın ve erkeklere atfedilmiştir. Ayrıca kitabın oluşmasında emeği geçen ve destek veren tüm dost ve arkadaşlara da gönül dolusu teşekkürler. Ancak ‘’Görülmüştür’’ mühürlü mektuplarımızdan oluşan bu kitaplar, Cezaevi idareleri tarafından ne yazık ki, içerdeki tutsaklara verilmiyor(!)
Kitabımızın Ön Sözünün yazarı, 21 yıllık mektup arkadaşım, tutsak yazar Gülazer Akın,’’Farklı koşullar ve kültürlerde büyümüş iki Kürt kadını olarak, yürüttüğümüz özgürlük mücadelesinde, direnişin, kavganın ve iradi duruşun insanı yaşattığı bilinciyle; toplumsam kültürümüzün ve dahil olduğumuz hareketin derin sevgi bağlarına borçluyuz arkadaşlığımızı’’diyor.
“Mekanı önemli değil; önemli olan yüreğin ve iradenin olduğu ortamda ki mücadelesidir insanın” diye geçiyor tutsak kadınların yazdıkları namelerinde. Kürtlerin neden tutuklandıkları, ömür boyu hapis cezalarına çarptırıldıkları pek öyle anlaşılmayacak gizemli bir durum değil artık. Onlar, hiç bir zaman iktidarla yandaş olmadılar; korkutulup, sindirilmediler; zalimin karşısında susanların suç ortağı olmadılar; yüksek sesle konuşan cesaretli muhalif oldular…
Özüne dönen bireyler yaratılıyor!
Kürtlerin tarihsel özgürlük mücadelesine halen şahitlik eden Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezevi’nden, 5 Mayıs 2010’da tutsak olan Hacire Özdemir bir mektubunda, “Ama dövülen demirin gittikçe işler ve güçlü hale gelmesi gibi bir şey bu aynı zamanda. Sizlere uygulanan tutumdan dolayı daha çok bilinçli ve kendi kimliğine, özüne dönen bireylerin yaratıldığının farkında değiller. Bunu anladıkları zaman kimlik, özgürlük ve barışın en üst düzeyine erişilmmiş olunacak” dedikten sonra bir şiirle,’’Kaç asır, kaç çağ geçti. Ve biz hala ateşin dansında semaha durmaktayız. Yüreğimizde ilk özgürlük kıvılcımının yaktığı ateşin aydınlattığı yolda yürüyoruz’’ diye devam ederek.
Neden ve niçin böyle bir kitap!
Gazeteci ve Yazar Gül Güzel olarak, 2003 yılında İstanbul’da tutuklandıktan sonra zindanlardaki arkadaşlarımı unutmadım çünkü onları unutmayacağıma dair kendilerine söz vermiştim. Son 21 yıldır büyük emeklerle Almanya’dan, Türkiye cezaevleri’nde tutulan çoğunluğu Kürt kadın mahkum/tutsaklarla yaptığım yazılı görüşmelerden,”Zindandan mektup var!/Erzält von den Gefangenen/Dengén Jı Zindanan, /Zindanları Delen Özgür İmgeler/Stimmen aus den Geféngnisse” adlı kitaplarda toplayarak kalıcılaştırdım.
Zindandan sesler ve mektupların diliyle bir döneme şahitlik eden belge niteliği taşıyan bu kitaplar, verilen bu emeklerin, paylaşılan umut, sevinç, keder ve üzüntülerin kaybolmadan ebedi kalmasına şahitlik ediyor. Kitap Paris’te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’e adanıp, gelirleri ise Heywa Sora Kürdistan üzerinde Rojava’daki JİNWAR Kadın Köyüne aktarılmaktadır.
Mahkemeler bile işkence!
Gelen kış mevsimiyle beraber küf ve nemli zindalardaki tutsaklar, halen devam eden yasadışı uygulamlara ilişkin, “Mahkemelere gidiş, gelişlerde yoğun yorucu yolculuklara mecbur bırakılıyoruz. Üstelik saatler boyunca ringlerin hücrelerinde bile ellerimiz kelepçeli ve havalandırma tamamen sunni olan bir halde götürülüyoruz…” diyorlar.
‘özgürlük seslerini kesmediler!’
Siyasi tutsaklara, Kürtlerin doğduğu coğrafyada özgür kimliği ile asimile edilmeden, sömürülmeden başka inanç, etnisyenlere düşman olmadan, barış içinde yaşamak istedikleri için, inkar ve imhacı devlet sisteminin düşmanı konumunda görüldüler ve yükselen özgürlük seslerini kesmek, mücadelelerini bastırmak için ‘terörist’ ilan edildiler. Hiçbir hukuka uymayan düzmece yasalarla, verilen ömür boyu cezalarla zindanlara atıldılar…” şeklinde ifade edebilirim.
Sevgilerini dünyaya bahşettiler
Cezaevlerindeki tutsakların kimileri yaralı gazi ve çoğunun genç yaşlarda olduklarını, müebbet hapis sistemiyle cezalandırılanlarını söyleyebiliriz. Adaletli özgürlük mücadelesi veren Kürt kadınların bazılarının yaklaşık 30 yıldan beri zindanlarda ömür geçirdiklerine şait olarak, “Ancak oradaki duruş ve tavırlarıyla özgür ortamda yaşayan bizlere zaman zaman tokat atacak kararlı direniş ve çalışmaları ile mücadelelerinden zerre kadar pay vermiyor, daha da büyüterek direniyorlar. Çoğu hiç evlenemedi; sevgisini bütün dünya insanlığına bahşetti… Kendileri anne olamayan bu kadınlar, bütün dünya çocuklarının geleceğini onurlu özgür ortamlarda geçirmesi için hayatlarını bahşettiler…” diyebilirim.
Görevimiz zindanların sesine ses katmak
Türkiye zindanlarında rehin tutulan özgürlük mahkumları, zaman zaman tüm baskı, tecrit ve yasaklara rağmen yazışmalarımızla, bana seslerini ulaştırdıklarını belirterek, “Onların sesine ses katmak ve seslerinin daha güçlü çıkmasına vesile olmak da bizim görevimiz. Bitmeyen, bitmeyecek bir yoldaşlığımız gereğidir…” diyorum.
21 seneden beri karşılıklı yazılan mektuplarla devam eden, “Hasret ve özlemimiz bizi çok yıpratsa, zaman zaman sağlık sorunları bizi savursa da, bizim umudumuz hiç bitmiyor ve bitmeyecek. Sonra özgür Kürdistan’ımızda buluşacağız ve onun için hayallerimizi büyütüyoruz…” sözleriyle duygularımı, ortak umutlarımızı ifade edebilirim.
Kendisi de yazar olan Mektup arkadaşım, 28 yıllık tutsak Xelat/Gülazer Akın’la yazışmalarımızdan, yazışmanın maneviyatını şöyle ifade ediyor; “Merhaba; sıkıca sarılıp öpüyorum. Bu kez kendi elimle yazmaya ve göndermeye karar verdim. Mektuplarının bütünü, ilk günden bu güne hep bu soğuk zindanlarda güneş ışığı, bir avuç yaşam olmuştur bana. Bıkmadan usanmadan, bunca tutsaklığım gözünü korkutmadan bana yazmayı sürdürdün ya, ‘heval’ dediğimiz mesele evet tam da budur. O açıdan bazı bağlar kutsallaşır bizde. O açıdan yoldaşlığımız söz konusu olunca akan sular durur. Şu an ranzada oturmuş sana yazarken bir yandan da radyoyu dinliyorum. Heval Egid’i anlatan bir program. Biraz önce havalandırma kapısı kapandı. Bu ayda günler çok kısa ya erken kapıyorlar, beş buçuk civarı. Şimdilerde geceler daha bir uzun. Bi de hava çok soğuk, bıçak gibi. Ayaklarımın arasına sıcak su bidonu koymama, giydiğim tüm elbiseler termal olmasına rağmen ısınamıyorum. Kalorifer bir tane var koğuşun bir köşesinde, o da kendini bile ısıtamıyor. Yine de bu sıcak su bidonu beni kurtarıyor. Herkes üşüyor ama kimse benim kadar üşümüyor…’’ diyor.
Yaşanan tecrit karşısında insan sessiz kalamıyor. Bu bir mücadeledir ve her şey için ısrar, inat ve inançla başarıya ulaşacağız. Kürdistan Demokratik Özerklik devrimi tüm zorluklara rağmen her gün biraz daha büyüyor. Emek ve büyük bedellerle bu güne geldi; Diyenlerin mektuplarına cevap vermek insani bir refleks ve olmaya devam edecek.
Mektuplar enternasyonal ağda
Kitabın ilk Alman okurlarından Wolf Glück, mektuplarla büyük emek verildiğini ve duygularla iletişim kurulduğunu görmekten çok etkilendiğini paylaşarak “Yürekten dayanışmalı selamlar. Almanca, Kürtçe ve Türkçe basılan Kitaplarlar böylelikle, Kürt özgürlük mücadelesinin enternasyonal ağını da örmektedir.” diyor
Gül Güzel kimdir?
Köçger’inin İmranlı Beldesi’nde doğdu. Daha 6 aylık iken, ailesi göç etmek zorunda kaldı ve en son 3,5 yaşında geldiği İstanbul şehrinde büyüdü. 18 yaşında Almanya’ya geldikten sonra Kürmanci, Zazaki, Almanca, Türkçe dillerinde yeminli tercümanlık, yazar, gazetecilik(Beobachternews, Yeni Özgür Politika Gazetesi, Avrupa Demokrat olmak üzere birçok habere imza attı. Gül Güzel, zindanlara yazdığı ve tutsaklardan kendisine gelen mektupları “Kadının Kaleminden” başlığıyla, makaleler şeklinde Avrupa Demokrat’ta düzenli bir şekilde yorumlayarak yayımlıyor.
Dip Not: Kitaplar herhangi bir kitap evi veya İnternet üzerinden ısmarlanamıyor(Yazar kendisi Yayınevi) onun için kitap siparişi,’’gulguzel21@live.de E- Mail adresinden veya 0049 171 2121449 nolu Telefon üzerinden erişebilirsiniz.