Published on Aralık 27th, 2024
0Havai fişek kullanımını engelleyelim, doğayı koruyalım! | Hüseyin Şenol
Bu yıl sonunda da “Havai fişeğe de hayır” diyelim, doğaya sahip çıkalım… 2025 yılında da doğaya olan duyarlılığımızı artırarak devam ettirmeliyiz…
2024’te de havai fişeklere milyarlarca dolar harcanması, doğaya verilen zararın artarak devam ettiğini gösteriyor. Pandemi döneminde birçok alanda kısıtlamalar getirilmiş olsa da, doğaya zarar veren havai fişek kullanımı azalmamış görünüyor. Daha önce olduğu gibi, havai fişeklerin çevreye verdiği zararı protesto etmek amacıyla sosyal medyada paylaşımlar yapmaya devam ettim. Yaşadığım bölgede bile, eskiye kıyasla bir miktar azalma olsa da, hala çok fazla havai fişek patlatıldığını görmek rahatsız edici.
Birçok ülkede, “kontrollü” olarak gerçekleştirilen havai fişek gösterilerine devletlerin de katkı sağlıyor olması, aslında sorunun büyüklüğünü gözler önüne seriyor. Sadece Almanya örneğinden yola çıkacak olursak, yılbaşı gecesinde sadece havai fişeklere harcanan para 122 milyon euroyu buluyor. 2016’da bu rakam 137 milyon euroya kadar çıkmıştı, ancak 2018’den sonra biraz azalmış olsa da, hala önemli bir tutar. Almanya’daki havai fişekler, sadece bir yılbaşı gecesinde havaya salınan 4-5 bin ton partikül madde ile, 2 ay boyunca tüm araçların doğaya verdiği zarara eşdeğer bir kirlilik oluşturuyor.
Bu tür etkinliklerin doğaya verdiği zarar sadece hava kirliliği ile sınırlı kalmıyor. Bu kirletici maddeler, havada uzun süre kalarak hem insanlar hem de hayvanlar için ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Almanya’da, havai fişeklerin kullanımına, sadece yılbaşı gecesi sınırlı olarak izin veriliyor. Ancak, özellikle tarihi binaların bulunduğu bölgelerde bu kullanım artık yasaklanmaya başlanmış durumda.
Geçtiğimiz yıllarda, Almanya’da 53 şehirde genel bir yasak uygulanması talep edilmişti. Ancak, bu talep çoğu zaman görmezden gelindi. Bununla birlikte, her geçen yıl, şehirlerin bazı bölgelerinde, özellikle eski yerleşim alanlarında havai fişek kullanımına karşı yasaklar artıyor. Bu konuda, önümüzdeki yıllarda, daha kapsamlı yasakların uygulanması bekleniyor.
Bana göre, bu çılgınlık hemen tamamen yasaklanmalı. İnsan sağlığına ve doğaya verdiği zararlar göz önünde bulundurulduğunda, sadece görsel bir şölen olarak görülen bu etkinliklerin sona erdirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Havai fişekler, ölümlere ve yaralanmalara da neden olabiliyor ve aslında savaş görüntüleriyle benzer bir etki yaratıyor.
Pandemi nedeniyle, bazı kısıtlamalar getirilmiş olsa da, ülkeye kaçak yollarla sokulan havai fişekler, internet üzerinden sipariş edilenler ile birlikte, yasakların etkisiz hale gelmesine yol açtı. Hollanda, 2020’de bu sorunu tamamen yasaklayarak bir adım atmıştı ve halktan eski yıllardan kalan patlayıcıları teslim etmeleri istenmişti. Bu tür yasaklar, diğer ülkelerle kıyaslandığında daha etkili oldu.
Havai fişeklerin içeriğinde bulunan birçok kimyasal madde, doğaya büyük zararlar veriyor. Kurşun, baryum, rubidyum gibi maddeler, sadece atmosferi kirletmekle kalmıyor, aynı zamanda toprağa ve suya karışarak, bitkiler ve hayvanlar üzerinde de kalıcı etkiler bırakıyor. Baryum, kalp ritmi bozukluklarına ve sinir sistemi dejenerasyonlarına yol açarken, rubidyum ve stronsiyum, çocukların gelişimini ve sinirsel iletimi olumsuz etkileyebiliyor.
Bilimsel çalışmalara göre, havai fişek patlamaları kuşların ve diğer hayvanların panik yapmasına yol açıyor, hatta bazı kuşlar, yuvalarını terk ederek ölüme terk ediliyor. 2011 yılında Hollanda’da yapılan bir araştırmada, havai fişeklerin kuşlar üzerinde yarattığı paniğin, yuvalarını terk etmelerine ve ölümlerine yol açtığı ortaya konmuştu. Bu da gösteriyor ki, havai fişeklerin zararları sadece insanlar için değil, tüm ekosistem için büyük tehdit oluşturuyor.
Havai fişeklerin doğaya ve hayvanlara verdiği zararları engellemek için, sadece bu etkinliklere katılmamak yeterli değil. İnsanları bilinçlendirmek, bu çılgınlığın neden olduğu zararları anlatmak gerekiyor. Kendi çevremde de, 10-15 yıldır havai fişeklerin zararlı olduğunu anlatıyorum. Birçok kişi, “Çocuklar çok istiyor” gibi mazeretler sunsa da, bu zararın etkileri anlatıldığında, çoğu kişi bu etkinliği yapmaktan vazgeçiyor.
Her yıl, havai fişeklere karşı duyarlılığımı dile getirmeye devam edeceğim. Çünkü bu konuda farkındalık yaratmak, doğayı koruma çabalarının bir parçası olmalı. Eğer doğayı korumaya yönelik başka faaliyetlerde bulunanlar, havai fişek kullanımının yarattığı zararlara karşı ses çıkarmazlarsa, bu duyarlılık gerçekçi olmayacaktır.
Özellikle küresel iklim değişikliği ve çevre sorunlarına karşı daha fazla eylem yapmamız gereken bir yıl daha geride kaldı. Türkiye’de de çevre duyarlılığı giderek artıyor, Karadeniz’den Ege’ye, Kanal İstanbul gibi projelere karşı tepkiler büyüyor. Ancak bu tepkiler hala yeterli değil. Avrupa’daki Türkiyeliler’in çevre duyarlılığını artıracak etkinliklere daha fazla yer verilmesi gerekiyor.
Sonuç olarak, doğaya zarar veren her türlü etkinliğe karşı durmalıyız. Havai fişeklere de hayır demeli, çevremizi bu konuda bilinçlendirmeli ve doğayı korumaya yönelik tüm çalışmaları desteklemeliyiz. Yıl sonuna yaklaştığımız şu andan itibaren başlayarak, 2025 yılı, bu bilinçle hareket edeceğimiz ve çevreye olan sorumluluğumuzu artıracağımız bir yıl olmalı.
Hüseyin Şenol – 27.12.2024