Makaleler

Published on Ocak 8th, 2025

0

İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki “Soykırımı” durdurulmalı | Ali Arayıcı


Bugün, Filistin’de ve özellikle de Gazze Şeridi’ndeki savaş, savunmasız ve masum insanların yaşamını yok etmeyi ve asla kapanmayacak yaralar açmayı sürdürüyor. Savaş ve çatışmaların bedelini, en fazla savunmasız durumda olan çocuklar, kadınlar ve yaşlılar ödüyor. Savaşta yaralanmalar ve travmalar, çocuklarda ömür boyu sürecek birçok iz bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda, tüm gelecek kuşak çocukları da derinden etkiliyor.

            Gazze Şeridi’nde yönetimde bulunan Hamas’ın, 7 Ekim 2023’te işgal altındaki yerleşim birimlerine girerek binden fazla İsrail vatandaşını öldürmesi ya da rehin alması; İsrail ile Filistin arasında bitmek bilmeyen bir savaşı beraberinde getirdi. Bu savaş, yüz binlerce aile üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurdu. Kurbanların büyük bir çoğunluğunu, savunmasız konumda olan çocuklar, kadınlar ve yaşlı insanlar  oluşturuyor.

            Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, 25 Ekim Cuma günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin kuzeyinin “en karanlık saatlerini” yaşadığını belirterek İsrail’in eylemlerinin “suç teşkil eden zulüm” anlamına gelebileceği uyarısında bulundu.

            SAVAŞIN BEDELİ ÇOK AĞIR

            BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, 25 Ekim’de yaptığı açıklamada; Gazze Şeridi’nin kuzeyinin “en karanlık saatini” yaşadığını söyledi. “Durum her geçen gün hayal edilemeyecek kadar kötüye gidiyor. Siyonist İsrail hükümetinin Gazze’nin kuzeyindeki politika ve uygulamaları bölgeyi tüm Filistinlilerden boşaltma riski taşıyor. İnsanlığa karşı olası suçlar da dahil olmak üzere, suç teşkil edebilecek zulümlerle karşı karşıyayız” diye ekledi.

            Bu arada, yaklaşık üç haftadır kuşatma altında tutulan Cebaliye kenti, İsrail ordusunun saldırılarının merkez üslerinden biri haline geldi. DSÖ, Cebaliye’deki hastane ile irtibatını tamamen kaybettiğini bildirdi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, 7 Ekim 2023’ten bu yana “Gazze’de 150.000’den fazla ölü, yaralı ya da kayıp” olduğunu bildirdi.

            “Gazze’nin kuzeyi durmaksızın bombalanıyor” diyerek ‘İsrail ordusunun geri dönüş garantisi olmaksızın yüz binlerce insanın yerinden edilmesini emretmesinden’ endişe duyduğunu belirtti. Bu bağlamda,  uluslararası toplumu daha fazla tepki vermeye çağırdı. Gazze’nin kuzeyine erişimin “son derece sınırlı” olduğunu ve İsrail’in uyguladığı yasadışı kısıtlamalar nedeniyle “haftalardır bölgeye neredeyse hiç yardım ulaşamadığını” vurguladı.

            Hamas Hükümeti’nin Sağlık Bakanlığı ise, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cebaliye kentinde bulunan Kamal Advan hastanesinde yüzlerce kişinin İsrail askerleri tarafından tutuklandığını iddia etti. Yapılan açıklamada, ordunun “aralıksız bombardımanı nedeniyle hastaneye sığınan yüzlerce hastayı, sağlık personelini ve çevre bölgelerden yerinden edilmiş kişileri gözaltına aldığı” belirtildi.

            “Gazze’nin kuzeyindeki Kamal Adwan hastanesine baskın düzenlendiğine dair haberlerin alınmasından sonra, oradaki personnel ile irtibatımız kesildi. Tedavi gören hasta sayısı ve oraya sığınan insan sayısı göz önüne alındığında bu son derece endişe verici bir gelişmedir” dedi.

            ÇOCUKLARIN DRAMI

            Filistin’in Gazze Şeridi’nde en savunmasız durumda olan çocuklar, İsrail’in saldırısı nedeniyle açlıkla mücadele ediyor, ölüm-kalım savaşı veriyor ve yaşamını yitiriyor.  Savaşların ilk mağdurları olan çocuklara, özel ve uzun süreli bakım gerekiyor. Bunların büyük bir çoğunluğunun, savaşla birlikte insani temel hizmetlerine gereksinimi vardır.

            UNICEF Genel Müdürü Catherine Russell, İsrail’in “İnsanlara ve hastaneler gibi sivil altyapıya yönelik saldırıları» kabul edilemez. UNICEF, «düşmanlıkların derhal durdurulması, çocukların korunmasının sağlanması ve insani yardıma hızlı ve güvenli erişimin kolaylaştırılması yönündeki acil çağrısını yineliyor». Artık su, elektrik ve su arıtma sistemi mevcut değildir.

            UNICEF’in Gazze’deki bir yetkilisinin verdiği bilgiye göre, «bu koşullar çocukların yaşamını tehlikeye» atıyor. Hiçbir şey çocukların öldürülmesini, sakatlanmasını veya kaçırılmasını haklı gösteremez. UNICEF yaptığı açıklamada, kaçırılan yada tutuklanan her çocuğun serbest bırakılması ve derhal korunması çağrısında bulunuyor.

            Gazze’li çocuklar için, insani yardımların ulaştırılması bir ölüm kalım meselesi haline geldi. BM, UNİCEF, DSÖ gibi uluslararası kuruluşlar, STK’lar (sivil toplum kurumları) ve Mısır Kızılayı’ndan; sınırlı da olsa insani yardım malzemelerinin sevkiyatının, Refah geçiş noktasından Gazze’ye girmesi sağlanıyor. Maalesef, bu yardımlar halkın ve çocukların gereksinimlerin, karşılamaktan uzaktır.

            İnsan temel hak ve özgürlüklerine ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstererek her çocuğa özel koruma sağlama yükümlülüğü var. Uluslararası insancıl hukuk uyarınca, temel hizmetlerin her zaman korunması ve erişilebilir olması zorunludur.

            KALICI  ATEŞKES İLAN EDİLMELİ

             UNICEF, Filistinli çocukların gereksinim duydukları gıda, beslenme ve su sağlamanın yanı sıra; sağlık, eğitim ve öğretime erişimlerine ortam hazırlamalı. Bir savaş ortamında, esnasında yada sonrasında, acil durum alanlarına derhal müdahale edilmeli ve insani temel yardım hemen sağlanmalı. Saldırı sonunda, yıkılan-yakılan yüzlerce eğitim kurumu onarılmalıdır.

            Çocukların yaşadıkları acı ve travmalardan sonra, geleceğe olan inançlarını yitirmemek, yeniden kazanmalarına yardımcı olmak gerekir. Savaş mağduru çocuklar için, sadece acil yardım yeterli değil. Bununla birlikte, çocuklara psiko-sosyal destek verilmeli. Çocukların geleceği ve insanca yaşamaları için, konuya duyarlı herkes seferber olmalı ve soruna katkı sunmalıdır.

            Her savunmasız çocuğun çıkarına olacak kalıcı bir çözüm arayışında önemli bir adım olan, derhal kalıcı ateşkes ilan edilmeli. Terkeden insani yardım aktörlerinin, Gazze Şeridi’ne tekrar dönmeleri sağlanmalı. Barışı inşa etmenin yolları aranmalı ve tam bir güven ortamı sağlanmalıdır.

            Barış içinde «birlikte bir arada» yaşamayı sağlayan, temel değerleri ve anlayışları yeniden keşfetmek gerekir. İnsan temel hak ve özgürlüklerine, çocuk haklarına saygı duyulmalı. Hukukun üstünlüğünü yeniden inşa etmeli, savunmalı ve yaşama geçirilmeli. Siyonist İsrail’in bu «soykırım» ve barbarlığına karşı, soruna duyarlı hiç kimsenin susma hakkı yoktur ve asla olamaz da…


Prof. Dr. Ali Arayıcı/Paris – 08.01.2025

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑