Published on Aralık 13th, 2024
0Pomak soykırımını unutmayacağız! | İbrahim Kenar
Bu soykırım 1912″de de devam etmiş ve Bulgar resmi rakamlarına göre 200 bin Pomak zorla Hristiyan yapılarak, etnik anlamda Bulgarlaştırılma faaliyetleri yürütülmüştür. Bu uygulamayı kabul etmeyen binlerce Pomak katledilmiş, on binlercesi yine göç yollarına düşmüştür…
Pomak soykırımı maalesef ki bu güne kadar çok gündeme gelmemiş ve her zaman yaşananların Türk ve Müslüman soykırımı , katliamları olduğu vurgusu öne çıkartılmıştır. Oysa Balkanlar’da tam orta yerinde halende farklı yöntemlerle devam eden 147 yıldır bitmeyen bir Pomak soykırım yaşanmış, yaşanmaktadır.
Halk arasında “93 Harbi” diye bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı, tarihin en acımasız ve kanlı savaşlarından biridir. Osmanlı topraklarında bağımsız bir Bulgaristan devleti kurmak isteyen Rus Çarlığı, Müslüman nüfusun her ne şekilde olursa olsun bu topraklardan gönderilmesini, amacına ulaşmak için öncelikli görev olarak görmüştür. Bölgede yaşayan en büyük topluluk olan Pomaklar’a bu amaç doğrultusunda baskı, şiddet ve zulüm uygulanmıştır, ki bu “Etnik temizlik” düzeyinde olmuştur.
Soykırım, kuşkusuz insanoğlu tarihinin en ciddi ve en kompleks konularından birisidir. Soykırım, ırk, canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum ya da başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerinin, yok edicilerin çıkarları doğrultusunda önemli sayıda ve düzenli biçimde yok edilmeleridir. Tam tanımı soykırım konusunda çalışan akademisyenler arasında değişim gösterse de, 1948’de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde (SSECS) hukuksal bir tanımı bulunmaktadır. Sözleşmenin 2. maddesi soykırımı “ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen su hareketlerden herhangi biridir: grubun üyelerinin öldürülmesi; grubun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi; grubun yaşam koşullarının bunun grubun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kastı olarak bozulması; grup içinde doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması; [ve] çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi.” şeklinde tanımlar.
Birleşmiş Milletler’in 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne göre bir eylemin soykırım olarak nitelendirilebilmesi için, belirli bir insan topluluğunun; milliyeti, ırkı, etnik kökeni veya dini dolayısıyla tümünün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetinin bulunması gerekir.
Bulgaristan halen Pomakların varlığını kabul etmemekte, yaşadıkları yerleşim alanlarına yatırım yapmamakta ve yapılması istenenleri engelleyerek ekonomik amaçlarla Pomakların yerleşim alanlarını terke zorlamaktadır. Bu soykırımın devamı niteliğinde bir uygulamadır. Yıllardır Pomakları yok etme çabaları spontane değil, devletçe örgütlü ve bilinçli bir şekilde yapılmış ve halen de farklı metotlarla yapılmaktadır.
Osmanlıların Balkanlardaki çöküşünün başlangıcı tarihe 93 harbi diye geçen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşlarıdır. Bu tarihten sonra Balkanlar’daki diğer halklar (Pomaklar haricinde) birbiri ardından bağımsızlıklarını kazanan devletler olarak ortaya çıktı ve hemen hemen hepsinin ilk hedefine oturttuğu gurup Pomaklar oldu. Çünkü Pomaklar o toprakların otokton halkı olan sahipleriydiler.
Neden 10 Aralık?
10 Aralık 1877 tarihinde Osmanlı orduları Plevne’yi kaybetmişlerdir ve o tarihten sonra yakın tarihin en büyük sivil katliamları başlamıştır. Tüm uluslararası kaynaklar da belirtiyor ki , Osmanlı ordusu Plevne’de yenildikten sonra dağılmış ve Edirne’ye kadar hızla çekilmiştir.
1877 tarihindeki bu savaşta Rus ordularının karşısında Osmanlı ordusu kalmamış, karşısında kalan sivil halk vardı. Büyük bir Pomak katliamı evvela Plevne düştükten sonra Plevne veya Lofça Pomakları denilen bölgede yaşanmaya başlamıştır. 200bin Pomak ilk katliamlarda yok edilmiştir, kalan 100 binlerde yollara düşmüştür. Savaş öncesi 100lerce köyleri kasabaları olan Pomaklar, savaş sonrası Lofça bölgesinde 3-4 e düşen köyleri kalmıştır(bu köylerde sonradan korkarak da olsa geri dönenlerin yeniden kurduğu köylerdir)
Bu soykırım 1912″de de devam etmiş ve Bulgar resmi rakamlarına göre 200 bin Pomak zorla Hristiyan yapılarak etnik anlamda Bulgarlaştırılma faaliyetleri yürütülmüştür. Bu uygulamayı kabul etmeyen binlerce Pomak katledilmiş, on binlercesi yine göç yollarına düşmüştür.
Lofça bölgesinde yaşanan bu soykırım ve sürgün Pomaklar’ın Rodop kolunda da yaşanmaması için Pomaklar Mayıs 1878’de Pomak Timraş Cumhuriyetini kurmuşlar ve o dönemde nispeten bu soykırım saldırılarından geçici bir süre korunabilmişlerdir.
Bu konu ile ilgili olarak Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Zerrin Balkaç’ın değerlendirmesi şöyledir:
“Balkan Savaşları’nın geçmişi 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşına dayanmaktadır. Balkan Savaşı öncesinde de Bulgarlar Balkanlardaki müslümanlara (Pomaklar ve diğer müslümanlar-b.n-) soykırım uygulamıştır..
Yine bu konuda ünlü araştırmacı ve tarihçi Prof. Dr. Justın McCarthy’e göre “..Balkanlar’daki soykırım tarihin en büyük soykırımıdır.”
Pomak soykırımın ve sürgünlerinin başlamasında 10 Aralık tarihi bu yüzden önemlidir ve unutulmamalıdır.
Rusların ve Bulgarların topraklarımızı hedef alan ve yüzyılı aşkın bir süredir de Bulgar devletince sürdürülen saldırıları sonucu maalesef Pomak halkı bugün çoğunluğu anavatan topraklarında değil, diasporada yaşamak zorunda kalmaktadır. Ve aradan geçen 147 yıla rağmen bu soykırım ve katliamların olumsuz sonuçları hala sürüyor; telafisi için ise atılan hiçbir adım maalesef yoktur. Halkımız hem anayurdunda, hem diasporada itildiği bu yok oluş girdabında can çekişmeye devam ediyor.
Bizim yaşanmış olan bu tarihimizi unutmamak gibi bir görevimiz var. Yaşananları unuttuğumuz ve hesabını sormadığımızda asıl bu atalarımıza ve tarihimize yapılacak en büyük saygısızlıktır. Kendi kendimizi katliama uğratmış olacağız.
Soykırım suçluları bilmelidir ki, Pomak halkı diasporada ve anavatanında süren emperyalist saldırganlığa sessiz kalmayacak ve üzerinde oynanmak istenen oyunları boşa çıkaracaktır!
Ve yine soykırım suçluları bilmelidir ki, atalarımıza uygulanan soykırım tanınmadıkça, gasp edilen haklarımız geri verilmedikçe ve bu zulüm sona ermedikçe diasporanın sesi Pomak halkının yaşadığı her yerde büyüyerek yükselmeye devam edecektir!
Bundan böyle Pomak halkı susmayı unutacak, hesap sormayı unutmayacaktır, unutturmayacaktır.
10 Aralık soykırımın günüdür!
Genocid na Pomaci nema da zabravime!
Pomak soykırımını unutmayacağız!
İbrahim Kenar – 13.12.2024